Nanking Katliamı: İnsanlık Tarihinin En Karanlık Sayfalarından Biri
Aralık 1937’nin sonlarından Ocak 1938’in başlarına kadar süren Nanking Katliamı, Japon İmparatorluk Ordusu’nun Çin’in Nanking (bugünkü Nanjing) kentinde gerçekleştirdiği korkunç bir vahşet dönemidir. II. Dünya Savaşı’ndan önce Japon askerleri, Nanking’de sistematik bir şekilde sivil halka ve savaş esirlerine yönelik katliamlar ve tecavüzler gerçekleştirdi. Bu olay, tarih boyunca yaşanan en kanlı savaş suçlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Katliamın Başlangıcı
- Japonların İlerleyişi: Temmuz 1937’de Japonya, Çin’i işgal etmeye başladı ve Kasım ayına gelindiğinde Şanghay’ı ele geçirdi. Çin’in başkenti Nanking’e ilerleyen Japon kuvvetleri, General Çan Kay Şek’in ordusunu geri çekmesiyle şehri kuşattı.
- Teslim Olanların Katledilmesi: Şehri ele geçiren Japon askerleri, Prens Yasuhiko Asaka’nın “tüm esirleri öldürün” emriyle yaklaşık 300.000 Çinli sivil ve esiri katletti. Özellikle Yangtze Nehri kıyısında yapılan toplu infazlar, tarihin en korkunç sahnelerinden biri olarak kaydedildi.
İnsanlık Dışı İşkenceler ve Tecavüzler
- Sistematik Tecavüzler: Japon askerleri, şehirde buldukları her yaştan kadına, hatta kız çocuklarına ve yaşlılara dahi toplu tecavüzler gerçekleştirdi. Kadınlar asker kamplarına götürülüp günlerce istismar edildi.
- Katliam ve Yağma: Japon askerleri sadece sivil halka değil, teslim olan askerlere de merhamet göstermedi. İnsanlar makineli tüfeklerle tarandı, benzinle yakıldı ya da süngülerle öldürüldü.
Sonuç ve Yargılamalar
Nanking Katliamı, Çin-Japon ilişkilerini hala etkileyen travmatik bir olay olarak tarihteki yerini aldı. 1948’de Tokyo Savaş Suçları Mahkemesi’nde General Iwane Matsui suçlu bulunarak asıldı, ancak Prens Asaka ceza almadı. Katliamdan sağ kurtulan Nanking, bugün modern bir sanayi kenti olarak Çin’in ekonomik gücünü temsil etmektedir.
Bu korkunç olay, insanlık tarihine kara bir leke olarak kazındı ve hâlâ hafızalarda derin bir iz bırakmaktadır.
