Yanlışlıkla Keşfedilen Tarihi Hazineler

Göster
ToggleBüyüleyici eserlerle dolu Çin, Yunanistan, Fransa, Türkiye ve İspanya’nın topraklarında bir keşfe çıkalım! 🌍✨
Terra Cotta Ordusu’ndan Ölü Deniz Yazmaları’na kadar birçok paha biçilmez tarihi kalıntının, tesadüfi keşifler sonucu gün yüzüne çıkış hikayelerini keşfedelim. İşte bu ülkelerin topraklarında bulunan ve hayranlık uyandıran bazı hazineler:
Lascaux Mağarası
1940 Eylül’ünde, Montignac yakınlarındaki ormanda köpeklerini gezdiren dört Fransız genç, köpeklerin yerdeki bir çukurun etrafında dolandığını fark etti. Meraklarına yenik düşüp taş kuyudan aşağıya indiler ve duvarları yaklaşık 2.000 yıllık resim ve gravürlerle kaplı devasa bir yeraltı mağarası buldular. İlk başta bu sıradışı keşfi kendilerine saklamak isteseler de, sonunda öğretmenlerine söylediler ve bir mağara uzmanıyla irtibata geçerek keşfin gerçekliğini doğrulattılar.
Kısa süre içinde Lascaux Mağarası’ndaki hayvan figürleri ve soyut çizimlerle dolu bu koleksiyonun ünü yayıldı ve “Tarih Öncesi Sanatın Sistine Şapeli” olarak adlandırıldı. Araştırmacılar, resimlerin 15.000-17.000 yıl öncesine ait olduğunu ve mağaranın Eski Taş Çağı insanları için dini törenlerin merkezi olabileceğini düşünüyor.
Toprak Askerler
1974’te Xian kenti yakınlarında bir grup Çinli çiftçi, tarihe geçen bir keşif yaptı: Çin’in ilk imparatorunun mezarı. Su kuyusu açmaya çalışan çiftçiler, kürekleriyle gömülü bir heykelin başına denk geldi. İlk başta bronz bir büst ya da antik bir heykel bulduklarını düşündüler, ancak daha derin kazılar sonrasında MÖ 3. yüzyıla ait, Qin Shi Huang’ın öteki dünyada korunması için yapılmış 8.000 toprak asker, at ve savaş arabasıyla karşılaştılar. Detaylı işçiliğe sahip bu askerlerin her biri farklı yüz ifadeleri taşıyordu ve şimdi Çin’in en büyük arkeolojik hazinelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Milo Venüsü
Melos Adası’nda yüzyıllarca gömülü kalan Milo Venüsü, 1820’de bir köylü olan Yorgos Kentrotas tarafından tesadüfen keşfedildi. Mermer yapı taşları ararken bulduğu heykelin üst yarısı, yakındaki Fransız deniz subayı Olivier Voutier’in ilgisini çekti. Biraz rüşvetle yardımı alan subay, heykelin alt kısmını da ortaya çıkardı. Ardından, heykel Fransız hükümetine satıldı ve Louvre Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Sanat tarihçileri, heykelin Yunan tanrıçası Afrodit’i temsil ettiğini düşünseler de, heykelin kayıp kollarında ne tuttuğu hâlâ bilinmiyor.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Kapadokya’nın volkanik kayaları, antik halklar tarafından oyularak inşa edilen yeraltı şehirlerine ev sahipliği yapıyor. Bunların en büyüleyicilerinden biri, yaklaşık 20.000 kişiyi barındırabilecek kapasiteye sahip 18 katlı Derinkuyu. 1963 yılında, bir ev sahibi duvarını yıktığında bu geniş yeraltı şehri keşfedildi. Kazılar gösterdi ki, bu yeraltı kompleksi bir zamanlar sakinlerini korumak için tasarlanmış geniş salonlar, su kuyuları, mağazalar ve ağır taş kapılara sahipti.
Rosetta Taşı
Napolyon’un Mısır seferi sırasında Fransız askerleri, Rosetta kasabası yakınlarındaki bir kale duvarını onarırken, büyük bir bazalt levhaya rastladılar. 1799’da bulunan bu taş, üç farklı dilde (Yunanca, demotik, hiyeroglif) yazılmış bir yazıt içeriyordu. Dil uzmanları, bu taş sayesinde antik Mısır hiyerogliflerini deşifre ederek, eski Mısır’ın dilini ve kültürünü anlamada büyük bir adım attılar.
Ölü Deniz Yazmaları
1947’de, bir grup genç Bedevi, kaybolan keçilerini ararken Filistin’deki bir mağaraya girdiler ve içeride antik papirüsler buldular. Bedeviler, bu el yazmalarının değerini bilmediklerinden, yazmaları düşük bir fiyata satmışlardı. Ancak, bu keşif 20. yüzyılın en önemli arkeolojik buluntularından biri haline geldi ve İncil’in en eski metinlerinden bazılarına ışık tuttu.
Uluburun Batığı
1982’de sünger dalgıcı Mehmet Çakır, Türkiye’nin Uluburun kıyılarında 3.300 yıllık bir batıkla karşılaştı. Denizin dibinde duran bu gemi, antik hazinelerle doluydu. Sualtı arkeologları, gemideki bakır külçelerden değerli taşlara, Mısır kraliçesi Nefertiti’ye ait bir bok böceğine kadar birçok eşsiz parça buldu. Yapılan analizler, geminin uluslararası ticaret yapan bir kargo gemisi olduğunu ortaya koydu.